Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Anksiyete

Resim
  Anksiyete  Tedavisi  Endişelerinizi,  evhamlarınızı , korkularınızı, kısaca birçok psikolojik sorununuzu  refleksoloji  ile yenebilirsiniz. İlk kez stresli bir durumla karşılaştığımızda kaygı durumu gelişir; evi taşımak, işten çıkarılma, matem veya sadece aşırı kafein yüklemesi gibi basit şeyler. Kaygı durumu vücudun erken uyarı sistemidir. Vücudunuz yakınında tehlike sezinler ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir olay olarak algıladığı şeyle başa çıkmak amacıyla alarm durumunu korur. Sağlıklı bireyler zor bir durumla karşılaştığında bunun çaresine bakmak için harekete geçerler. Bazı insanlar içinse olay o kadar basit değildir. Eğer  anksiyete  belirtileri sizin günlük yaşamla başa çıkmanıza engelse, o zaman  anksiyete bozukluğu gelişmiş olabilir. İşler istediğimiz gibi gitmediğinde hemen olumsuzluğa dönmeye meylimiz vardır. Sanki içimizde bir şey şalteri indirir ve hemen sonrasında “tıpkı kabarmış bir gelgit dalgasına yakalanmış gibi...

Cinsellikte uyum sağlamak yalnızca cinsel bir sorun değildir.

Resim
  Yakın sayılabilecek bir geçmişte, evlilikte doyurucu bir cinsel yaşama kavuşabilmek için bedensel gerçekleri bilmek ve cinsel teknikleri öğrenmek gerekli sayılıyordu. Oysa artık biliyoruz ki evlilikte zaman ilerledikçe, eşler arasında sağlam köprüler kurmak için zorunlu olan duygusal ihtiyaçları karşılayamıyorsak bu tür bilgiler pek işe yaramamaktadır. Cinsellikte uyum sağlamak yalnızca cinsel bir sorun değildir. Cinsellikte uyum, iki insanın birçok bakımdan birbiri için ne anlam taşıdığını gösterir. Onların evliliğe, çocukluklarından ve gençliklerinden taşıyıp birçok duygu kalıntılarını kapsar; cinsellik konusunda kökü geçmişe dayanan birikimleri içerir. Ayrıca, günlük yaşantılardan beraberlerinde yatağa getirdikleri, çileden çıkartan çekişmeler, karşılıksız kalan özlemler, ilgiler ve ilgisizlikler, geleceğe güven ya da güvensizlik gibi gündelik yaşam kırpıntılarını da içerir. Evlilik birçok ihtiyacımızın tatminini sağlamalıdır. Çoğumuz için evlilik, tek başına yaşamaktan daha g...

Suçluluk Duygusu

Resim
 İnsanın hatasını kabullenmesi hiç kolay değildir. Başka birçok beceri gibi bunu da çocuklukta edinip, ileriki yaşlarda geliştirdiğimizi düşünüyorum. Eğer çocukluğumuzda hatalarımız yüzünden azarlanmak yerine davranışımızın neden uygun olmadığı ya da tehlikeli olduğu bize sevecenlikle anlatılmış olsa, kendiliğimizden pişmanlık duyar ve insanın hatasız olmadığı bilgisini içselleştirirdik.    Oysa ana babamız tarafından en ufak bir hata nedeniyle cezalandırılmışsak hataları kabul etmenin ana babamız bizi sevgiden yoksun bırakacağı için riskli olduğu mesajını almış olurduk.   Bu deneyim ardında sürekli suçluluk duygusu ve korkular bırakır. Doç.Dr.Kürşat Şahin YILDIRIMER Davranış Analisti +905326033006

Evlilik yıllarımızın birikimi

Resim
  Yaşımız ilerledikçe yalnızlık korkusu duymaya başlarız; ve başkalarına yakın olma isteğimiz artar. Sevişerek evlenen bir çift, uzun yıllar boyunca birbirlerini ''yitirmişlerdi''. Huzurlu mu desem, ılımlı mı desem... Hayır, hayır terbiyeli bir yaşam sürüyorduk bir çatı altında. Hiç kavga etmiyorduk ama doğru dürüst seviştiğimizde yoktu... Derken bir süre önce bir gece bir dost evinde eğlenmekten eve dönmüşlerdi ama gene her zamanki gibi, birbirlerine hiçbir şey söylememişlerdi. Ama üstlerini değiştirerek yatmaya hazırlanırken adam, eşinin iyice asık yüzünü gördü ve içinden, ''Yaşlı duruyor'' diye geçirdi.  Derken aynada kendi yüzü ilişti gözüne, ''Ben de yaşlı duruyorum.'' Yatakta, karanlıkta yatarken içini bir korku bürüdü: ''Yaşlanıyorum, ihtiyarlıyorum!'' İhtiyarlamadığına, hâlâ genç sayılacağına inanmak ihtiyacı duydu ve uzanıp karısına sarıldı. Karısı çoktan uyumuştu. Uykusunun arasında onu itti.  Ama onun geri çekil...

Çocuğum sürekli olarak itaatsizlik ettiğinde ne yapmam gerekir?

Resim
  Çocuğum sürekli olarak itaatsizlik ettiğinde ne yapmam gerekir? Yapılacak ilk şey, bu itaatsizliğin altında yatan nedenleri bulup ortaya çıkarmaktır. Bir sorunu çözebilmeniz için her şeyden önce onu anlayıp kavramanız gerekir. Geçerli bir neden olmadıkça hiçbir çocuk, sürekli itaatsizlik yolunu seçmeyecektir.  Buna yol açabilecek en önemli etken, çocuğun kendisi için önemli ve değerli olan yetişkinler tarafından olumlu bir ilgi göremeyişi; ayrıca iyi davranma, beğenilme çabalarının hiçbir olumlu tepki uyandırmaması, ödüllendirilmemesidir.  Bütün yaşamı bir kıstlamalar, cezalandırılmalar, yoksun bırakılmalar çemberinden ibarettir. Karşı koyma, itaatsizlik ve giderek suç işleme durumlarının görüldüğü gençler, onlara en çok ihtiyaç duydukları sırlarda ana babalarının kendilerine zaman ayırarak, gelişme ve olgunlaşmalarına yardımcı olamayacak kadar meşgul olduğu ya da ilgisiz kaldığı çocuklardır. Hiçbir zaman oğullarından memnun olmayan, ama onlara ayıracak zamanları hiç yo...