Duygusal Zekadaki Değişiklikler, Hangi Risklere Neden Oluyor?
Duygusal Zekadaki Değişiklikler, Hangi Risklere Neden Oluyor?
Duygusal zekadaki eksiklikler,depresyon, yeme bozuklukları, uyuşturucu bağımlılığına kadar uzanan riskleri arttırmaktadır...
Zeka “zihnin öğrenme , öğrenilenden yararlanabilme , yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneği “ olarak tanımlanmaktadır.Bu tanıma göre , zeki insan öğrendiğini değerlendiren , yeni durumlara yeni çözümler getirebilen kişidir.
Bebeğin beyin hücreleri, daha döllenmeyi izleyen üçüncü haftadan itibaren gelişmeye başlamaktadır.Beynin fiziksel yapısının gelişiminin büyük bölümü bu dönemde başlamaktadır.Nöronların birçoğu beynin belli bölgelerine göç ederek gelecekte çocuğun reflekslerini ,iradi beden hareketlerini , dil ve düşünmeyi, algılamayı yönetecek alt sistemleri oluşturmaktadır.Yapılan araştırmalar, bebeklerin üç aydan itibaren öğrenmeye ve öğrendiklerini hafızada tutmaya başladıklarını gösteriyor.
Önceki yıllarda zeka ile ilgili daha çok bilişsel (cognitive ) boyut işlenirken, artık duygusal (emotional) ve duyuşsal (sensitive) boyuta da dikkat çekilmektedir.Kalıtımla gelen zeka düzeyi ,duygusal algılar tarafından etkilenmektedir.Son yıllarda yoğun olarak gündemde olan duyguları düzenlemek, duygusal dürtülere hakim olabilme , karşımızdakinin ne hissettiğini anlayabilme, ilişkileri sağlıklı yürütebilme ile tanımlanan duygusal zekadaki eksiklikler ,depresyon ,yeme bozuklukları, uyuşturucu bağımlılığına kadar uzanan riskleri arttırmaktadır.
Çocukların genel olarak davranış özelliklerini anlamak ve onların ruh dünyalarına inmek , onların gelişimini yönlendirmek açısından çok önemlidir.Ebeveynlerin çocuklarına doğru eğitimi verebilmeleri, gelişim dönemlerinin özelliklerini bilmeleriyle başlar.Çocukta normal zeka düzeyi olsa bile, gelişim dönemlerinde yetersiz uyarana maruz kalması, gerekli eğitim ve öğretimin yetersiz verilmesi, zengin uyaran içeren ortamların sunulmayışı, ebeveynlerin ilgisinin az olması, davranış hataları nedeniyle varolan kapasitenin kullanılamayışını mümkün kılabilmektedir.
Çocukta zeka düzeyi ile ilgili problem olmamakla birlikte yaşına uygun zeka kapasitesini ortaya koymamasının bir sebebi de psikiyatrik rahatsızlıklardır. Bunlar çocukluk çağı depresyonları , dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme güçlükleri, uyum güçlükleri vb.. olabilmektedir.
Zeka testleri ile çocuğun zeka düzeyi hesaplanmaktadır.Zeka testleri çocukların yapabilecekleri işlere, becerilerine , yaşlarına uygun sayı, söz ve biçim ilişkisine dayanılarak hazırlanır.
Alternatif zeka kavramlarına gözatarsak Nöropsikolog Howard GARDNER’in çoklu zeka kuramına göre 7 ayrı zeka saptanmıştır.
1. Dilsel zeka (yazarlar ,politikacılar)
2. Mantıksal-matematiksel zeka (bilimadamları felsefeciler,araştırmacılar)
3. Görsel-mekansal zeka (mimar,denizciler)
4. Bedensel-kinestetik zeka (sporcular,sanatçılar,dansçılar)
5. Müzikal zeka (müzisyenler)
6. Kişilerarası zeka (öğretmen , satıcı , politikacı)
7. Benlik zekası (felsefeciler , bilim adamları)
Bu kavrama göre zeka sadece bilişsel değil, aynı zamanda güdüsel ve duygusal faktörlerden kaynaklanır.Örneğin ,bir öğrencinin matematik dersinden başarısız olması ,bazı durumlarda öğretmeni sevmemesi veya utangaçlık duygularından kaynaklanabilir.
ANNE BABALARA DÜŞEN GÖREVLER
Feuerstein, yetersiz öğrenmenin en önemli sorununun pasiflik olduğunu vurgular.Zeka, olguları elde etmek değil olguların nasıl elde edileceğini öğrenmekle gelişir.Feuerstein’in zekanın zenginleştirilmesiyle ilgili önerilerinden yola çıkarak, anne babaların şu soruları kendilerine sormaları ve yanıtların “evet” olması durumunda gerçekten çocuklarının gelişimi için çaba gösterdikleri söylenebilir.
1. Çocuğunuzun etkinliklerde aktif olmasını sağlıyor musunuz?
2. Öğrenmesi gerekenleri bir çok kez tekrar ediyor musunuz?
3. Aktif araştırma ve keşif için çocuğunuzu cesaretlendiriyor musunuz?
4. Evinizi çocuğunuz için tehlikesiz hale getirdiniz mi?
5. Çeşitli oyuncak ve objeleri çocuğunuza sunuyor musunuz?
6. Onunla sürekli konuşuyor, iletişim kuruyor musunuz?
7. Çocuğunuzun neden-sonuç arasındaki bağlantı kurabilmesi için ona yardımcı oluyor musunuz?
8. Çocuğunuz sesler çıkarttığında veya daha üst yaş grubunda sizinle konuştuğunda sevecen sözcüklerle yaklaşıyor musunuz?
9. Bağırmama, fiziksel cezalar uygulamamaya özen gösteriyor musunuz?
10. Çocuğunuzla ilgilendiğinizi ona gösteriyor musunuz?
DUYGUSAL ZEKA TERİMİ İLK NE ZAMAN ORTAYA ATILMIŞ?
İlk defa 1990 yılında Psikolog Peter Salovey ve Psikolog John Mayer tarafından kullanılmış, daha sonra Psikolog Daniel Goleman geliştirmiştir.
DUYGUSAL ZEKA NEDİR ?
Goleman, “Duygusal Zeka” adlı kitabında, duygusal zekanın tanımını şöyle yapmış :” Duygusal zeka, kişinin kendi duygularını anlaması, başkalarının duygularına empati beslemesi ve duygularını yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenleyebilme yetisidir.”
Goleman, duygusal zeka becerilerinin, bilişsel zeka denilen IQ’ dan daha önemli olduğunu vurguluyor.
Saloyev, Gardner’in kişisel zeka yetenekleri kavramını da kendi temel duygusal zeka tanımının içine katarak, duygusal zekayı oluşturan yetenekleri 5 ana başlıkta toplamış :
a) ÖZBİLİNÇ : Kendini tanıma, duygusal zekanın temelidir.Duygularını tanıyan kişiler, yaşamlarını daha iyi idare edrler, kişisel kararlar gerektiren konularda düşüncelerinden çok daha emindirler (iş-evlilik gibi ).
b) DUYGULARI İDARE EDEBİLMEK : Bu yetenek, özbilinç temeli üstünde gelişmektedir.Bu yeteneği zayıf kişiler sürekli huzursuzluk içindeyken, kuvvetli olan kişiler olumsuz yaşantılar sonucu kendilerini daha kolay toparlarlar.
c) KENDİNİ HAREKETE GEÇİRMEK : Duyguları bir amaç doğrultusunda toplayabilmek, dikkat edebilmek, kendini harekete geçirmek, kendine hakim olabilmek ve yaratıcılık için gerekli yetenektir.Bu beceriye sahip olan kişiler, yaptıkları işlerde üretken ve etkilidirler.
d) BAŞKALARININ DUYGULARINI ANLAMAK (EMPATİ ) : İnsanlarla ilişkide temel beceridir.Bu yeteneğe sahip kişiler, öğretmenlik, idarecilik gibi mesleklerde başarılı olurlar.
e) İLİŞKİLERİ YÜRÜTEBİLMEK : Bu becerisi gelişmiş kişiler, sosyal yaşamlarında oldukça başarılıdırlar.
EQ ve IQ ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VARDIR ?
EQ ve IQ birbirlerine karşıt olmayan yetilerdir.Aynı zamanda birbirini tamamlayan özelliklerdir.Duygusal zekayı ölçen ölçekler geliştirilse de henüz IQ’yu ölçen testler niteliğinde değildir.
IQ doğuştan gelen, kişinin yeni durumlara uyabilme yeteneği ise, EQ , gelişebilen, daha az kalıtım yüklü bir yetenektir.
Ebeveyn ve öğretmenlere burada önemli görevler düşmektedir.Çocuğun varolan IQ ‘su yanında , yüksek EQ’ lu çocuklar yetiştirmek hedef olmalı.
YÜKSEK EQ ‘LU ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK İÇİN EBEVEYN VE ÖĞRETMENLERE DÜŞEN GÖREVLER NELERDİR ?
Öncelikle doğru iletişim.Ebeveynlerin çocuklarıyla empatiye dayalı doğru iletişimi kurabilmeleri ve çocuklarına empati kurmayı öğretmeleri gerekiyor.Böylelikle çocuk, arkadaşları ile de iyi ilişkiler kuracak, okulda,evde, çevresinde sevilecek, ilişkilerinde başarılı olacaktır.
Çocuklarına sorumluluk vererek sorumluluk almayı öğretmeleri gereklidir.
Çocuklarını gerekli durumlarda kendi karar vermesi için yüreklendirmeleri, olaylara iyimser bakmayı öğretmeleri, toplumsal hizmetlere katılmalarını sağlamaları, diğer insanlara yardım etmeyi, işbirliğinin ve dürüstlüğün önemini vurgulamaları, herhangi bir sorunla karşılaştıkları zaman sorunla nasıl başedeceklerini öğretmeleri, konuşma yeteneğinin gelişmesi için çocuklarıyla bol bol sohbet etmeleri, davranışlarıyla örnek olmaları gerekiyor.
Unutmamalı ki çocuk, anne-babayı taklit ederek büyür.
Sevgiyle Kalın
Kürşat Şahin YILDIRIMER
Uzman Sosyolog-Terapist
Yorumlar
Yorum Gönder