Ölüm anksiyetesinden kaçma çabası
Güneşin ya da ölümün yüzüne doğrudan bakamazsınız.
Ölüme karşı bağışıklığı olduğuna inanan bazı insanlar kahramanca hayat yaşar, başkalarının ya da kendi güvenliklerini hiçe sayarlar. Bazılarıysa sevdikleri biriyle, bir davayla, bir cemaatle ya da bir ilahi varlıkla birleşme yoluyla ölümün acı veren ayrılığını aşmaya çalışırlar. Ölüm anksiyetesi, sonlu oluşumuzun verdiği ıstırabı öyle ya da böyle hafifletmeye çalışan bütün dinlerin anasıdır.
Tanrı kültürler ötesi yapıda anlatıldığı şekliyle, sonsuz bir yaşam haliyle ölümlülük korkusunu yumuşatmakla kalmaz, ebedi bir varoluş ile anlamlı bir hayat yaşamaya yönelik bir yapı ve kurallar bütünü geliştirerek korku dolu bir tecridi de hafifletir.(YALOM)
Cinsel birleşme yoluyla bireyselleşme anksiyetesini hafifletme çabası çok yaygındır. Kendini tamamen güce, ilerlemeye, sivrilmeye ve kendisi için bir isim yapmaya adayan başarılı insan bir noktada bireyselleşmenin yapısında bulunan yalnızlık ve yaralanabilirlikle yüz yüze gelmek zorundadır.
Bu noktaya genellikle iş gezileri sırasında varılır. Büyük çaba harcayan kişi artık enerjisini ve dikkatini işine veremediğinde, tanıdık olmayan bir ortamda yavaşlaması gerektiğinde sıklıkla korkunç bir yalnızlık ve derin bir taşkınlık yaşar ve seks yapmak ister, sevgi dolu bir kucaklaşmayı değil (bu kendini kaybetme korkusunu ortaya çıkarırdı).
Manipülatif seks arar, hayatı kontrol etmeye devam etmesine izin veren ve farkındalığı sınırlayan cinsel birleşmeyi ister, fakat bu, yalıtım ve altta yatan ölüm anksiyetesi için yara lapası sağlar yalnızca, ilişki kuşkusuz sahtedir; derinliklerinde kişi başka biriyle sahici olmayan karşılaşmasını kabul eder.
Ortaya çıkan suçluluk duygusu anksiyeteye eşilik eder ve daha büyük bir yalıtılmışlık ve taşkınlığa neden olur ve yeniden bir başka seks gereksinimine yol açar, hatta bazen bir ilişkiden henüz ayrılmışken yeniden böyle bir arayışa girer insan.
Ölüm anksiyetesinden kaçma çabası nevrotik çatışmanın özündedir.
Davranış aşırı ve katı hale geldiğinde ‘’nevrotik’’tir ve ölüm anksiyetesine karşı kullanılan iki önemli savunmadan herhangi birinin aşırı kullanımı, nevrotik adaptasyonla sonuçlanır. Nevrotik hayat tarzı ölüm korkusundan kaynaklanır; ancak insanın spontane ve yaratıcı bir şekilde yaşamasını bir dereceye kadar kısıtlar, ölüme karşı savunma kısmi ölümün ta kendisidir.
Günümüzde koruyucu ruh sağlığı kavramı çok önem kazandı. Artık sorunlar ortaya çıkmadan ruh sağlığını koruma amaçlı pekçok çalışma mevcut.
Balıkçıların hayatlarının yarısını karada geçirmesinin sebebi ağ temizlemesidir.
Nereye atılırsa atılsınlar, ağ gözlerini tıkayan her türlü atık, döküntü ve balçık toplanır ve deniz yosunları ağ iplerinin her yanına dolanır. Bunlar zamanla ağı aşındırarak delikler ve sızıntıya neden olan açıklıkları oluşturur. Müdahale edilmediği takdirde, çok geçmeden tüm ağ kullanılmaz hale gelir.
Beyin de akson ve sinapslardan oluşmuş bir ağdır ve düşünce okyanusuna atıldıkça ne yazık ki hasar ve aşınmaya maruz kalır.
Ortaya çıkan sorunların da çözümü mümkün mutlaka. Bu sorunların çözümünde yararlanılan teknikler içinde EMDR yaklaşımı çok önemli bir yere sahip.
Rahatsızlık verici olaylar beyinde izole olmuş bir anı ağında depolanabilir. Bu durum kişinin psikolojik olarak sağlıklı olmasını engeller. Eski malzeme defalarca tetiklenir durur. Bu durumu çözmek için ihtiyacınız olan bilgi beynin başka bir yerinde, başka bir ağdır.
EMDR “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlenme”ye başlandığında bu iki ağ birbirine bağlanıp, yeni bilgi zihne girip eski sorunlar çözülebilmektedir.
Sevgiyle Kalın
Kürşat Şahin YILDIRIMER
Uzman Sosyolog Terapist
0532 603 30 06
Yorumlar
Yorum Gönder