BUNALIM ÖFKE

Bunalımdan kurtulmakla sürekli bir mutluluğa ya da acıların hiç var olmadığı bir ruh hâline kavuşmayız; sadece canlılığımıza, kendiliğinden ortaya çıkan duygularımızı yaşayabilme özgürlüğüne kavuşuruz.
Duyguların her zaman “mutlu”, “güzel”, “iyi” olmamaları, insanî olanı beyazdan siyaha bütün tonları ile yansıtmaları, kıskançlığı, hasedi, öfkeyi, gücenmeyi, umutsuzluğu, özlemi ve yası da ortaya dökmeleri yaşamın çeşitliliğinin bir gereğidir.

Fakat eğer duyguların kökü çocuklukta kesilmişse, -neyi ortaya dökerlerse döksünler- duyguların açıkça ve özgürce dışa vurulması olanaksızdır.

Bu nedenle gerçek benliğimize ulaşan geçidin kapıları bazen bize ancak artık erken çocukluğumuzun duygu dünyasından korkmadığımız zaman açılır. Çocukluğumuzun duyguları “yaşanabilir” olduktan sonra bize yabancı ve düşman değildir; tanıdıktır, yakındır ve yanılsamalar hapishanesinin duvarları ardında gizli kalmalarına gerek yoktur...

Belki daha önce “sapıtmıştık”, fakat şimdi bizi kimin neyin saptırdığını biliriz. Bunu bildiğimiz zaman da bağımlılığımızdan ve -en sonunda eski acılarımızdan kurtuluruz.

Kürşat Şahin YILDIRIMER 
Uzman Sosyolog Terapist 
0532 603 30 06

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilinç Öncesi ve Bilinç Dışı Nedir

Davranış Kalıpları

Evlilikte cinsel yaşantımızı gölgeleyen sorunlar