KEDER

Keder, olası ya da gerçek bir kayıp nedeniyle hissedilen büyük üzüntü olarak tanımlanan bir duygudur. 

Üzüntü; sevilen biri, iş, mal mülk, ev, vücudun bir kısmının ya da bazı işlevlerinin kaybı gibi bir çok nedenle duyulabilir. Her insan, acıyı farklı hisseder ve çoğu deneyimle kazanılan tepkiler gösterir.

Kayıplar karşısında ilk tepki, genellikle şok duygusudur. Bazen, sevilen kişi uzun süren bir hastalık sonucu öldüyse, kişinin kendisini bu kayba hazırlamak için zamanı olduğundan, şok duygusu daha hafif olabilir.

Duyguların ağlayarak dışavurumu, üzüntünün sağlıklı bir ifadesidir ve gerginliğin azalmasında yararı vardır. 

Üzüntüye, depresyon, yalnızlık ve yalıtılmışlık duygusu da eşlik edebilir. Bu, özellikle, kişinin hayat arkadaşını kaybettiği durumlarda görülür. 

Ölüm gibi bir çok acı veren kayıp karşısında fiziksel tepkilerde görülebilir. Bunlar, iştahsızlık, aşırı yeme, uykusuzluk cinsel bozukluklar biçiminde ortaya çıkabilir. Arkasından da panik duygusu gelebilir. 

Bu durumda, hem bağımlılıkgelişebileceğinden, ilaç ya da  alkol kullanmaktan kaçınmak gerekir.

Kayıpların neden olduğu üzüntüye yaygın olarak gösterilen bir başka tepki gerçek  ya da hayal edilmiş suçluluk duygusudur. “Eğer” duygusu, yalnızca düşünebilir ya da açıklanabilir. Üzüntü gibi, dışavurulması gereken bir başka yaygın tepki de öfkedir. 

Böyle durumlarda bazı kişiler, normal yaşamlarına dönmekte zorluk çekebilir. Ancak çoğu zaman, kişiler kendilerini gerçekliğe çekebilir. Ancak çoğu zaman, kişiler kendilerini gerçekliğe ve kayıplarına alıştırdıkları sürece, giderek umutlarını yeniden kazanacak ve iyileşmeye başlayacaklardır.

Çocuklar, acıyı yetişkinlerden daha farklı yaşarlar. Kayıp duygusunu çok şiddetli hissedebilmelerine karşın, bunu genellikle yetişkinlere göre daha dolaylı yollarla gösterebilirler., bazen de aldırmazmış gibi görünebilirler.

Çok küçük çocuklar, ölümün geri dönülmez bir şey olduğunu anlayamazlar. 6-7 yaşlarındaki çocuklar da bunu anlayamaz ve kendi durumlarıyla ilgilenip bir çok soru sorabilirler. 

Ancak 10 yaşına geldiklerinde, ölümün ne olduğunu anlayabilirler. Doğruya ve yanlışa ilişkin duyguları sarsılabilir ve dinsel açıklamalara yönelebilirler. 

Bu tür durumlarda, çocuklara dikkat gösterilmeli ve destek verilmelidir zira bir şey hissetmiyor gibi görünmeleri, acı çekmedikleri anlamına gelmez.

Günümüzde koruyucu ruh sağlığı kavramı çok önem kazandı. Artık sorunlar ortaya çıkmadan ruh sağlığını koruma amaçlı  pekçok çalışma mevcut.
Ortaya çıkan sorunların da çözümü mümkün mutlaka. 

Sevgiyle Kalın

Kürşat Şahin YILDIRIMER 
Uzman Sosyolog Terapist 
0532 603 30 06

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilinç Öncesi ve Bilinç Dışı Nedir

Davranış Kalıpları

EMDR, Panik Atak ve Anksiyete İlişkisine Dair İnceleme