Öfke kontrol bozukluğu

Öfke, genellikle istenilmeyen durumlar karşısında verilen tepkilerin en belirgin olanıdır. Gün boyunca sinir bozucu bir çok durumla karşılaşırız. Trafikte uzun süre kalmak, okulda/iş yerinde stres yaratacak kişilerle karşı karşıya kalmak, istenmeyen şeylerin duyulması gibi. 

Bu tür durumlarda tepki verilmesi aslında oldukça doğaldır. Fakat verilen tepkilerin uygun olması gerekmektedir. 

Avaz avaz bağırmak, etrafta bulunan eşyaları kırıp dökmek, kavga etmek gibi tepkiler tutarsız olduğu sürece ilişkilerde ve sosyal yaşantıda problem oluşturur.

Öfke bazıları içinse dışa vurulamayıp, içe atılan bir durumdur. 

Kişi vermesi gereken tepkiyi içine atar, patlamak yerine susar. Bu tip insanlar genellikle ‘hayır’ diyemeyen, kimseyi kırmak istemeyen insanlardır. 

Birikmiş öfkeleri ise vücutlarında bir çok probleme yol açar. Öfke patlamaları yaşayan insanlar, küçük olayları biriktirir ve birikmiş bütün olayları bir gün öfkeyle dışarı yansıtırlar.

Öfke kontrolü bozukluğu ise genellikle çocukluk çağından itibaren başlayan bir rahatsızlıktır. 

Çocukluğunda çeşitli olaylara maruz kalmış kişilerde sıkça görülür. Okulda dışlanmaya maruz kalan, ailesi, arkadaşları tarafından sevilmediğini hisseden, kendisine lakap takılan çocuklarda sıkça görülür. Ayrıca öfke kontrol bozukluğu yaşayan kişilerde seratonin hormonunun çalışmasında da sorun olduğu bilinmektedir.

Öfke kontrol bozukluğu, çoğu zaman çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Bunlar: kalp hastalıkları, tansiyon hastalıkları, şeker hastalığı ve çeşitli ruhsal bozukluklardır.

Tedavisinde, genellikle öfke kontrol terapileri uygulanır Kişinin öfkesini kontrol edebilmeyi öğrenmesi amaçlanır, öfkeyi kontrol etmenin amacı ise, kişinin hissettiği bu öfke duygusunu çevresine ve kendisine zarar vermeden ifade etmesini sağlamaktır. 

EMDR yöntemi de öfke kontrol bozukluğunda kullanılan bir diğer tedavi yöntemidir.

Hangi sorunlar için etkili bir yöntemdir ?

EMDR, dünyada çok sayıda psikolojik sorunda uygulanmaktadır.
Panikatak, korkular, kaygılar ( sınav, sosyal kaygı, performans kaygısı ) , aile, eş ilişki problemleri, takıntılı davranış ya da düşünceler, uyku ve  yemebozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinselsorunlar gibi problemler, EMDR’nin  çalışma  alanlarıdır.

Genellikle 2-3 seanstan sonra amaçlanan hedeflere  ne kadar sürede ulaşılabileceği ile ilgili terapistin bir öngörüsü oluşabilir.

Bazen 5-10 seansta sorunlar çözülürken,  kişilik bozukluğu gibi geniş çalışma yapılması gereken vakalarda bu çalışma uzayabilir.

Bu yöntem neden tercih edilmelidir?

Genelde travmatik bir şey olduğunda, bu, sinir sistemimde orijinal resim, sesler, düşünceler ve duygularla birlikte hapsolur. Deneyim orada kilitli olduğundan hatırlatıcı bir şey ortaya çıktığında yeniden tetiklenmeye devam eder.
Bu, kontrol edemiyor gibi göründüğümüz pek çok rahatsızlık, korku ve çaresizlik gibi olumsuz duyguların temelini oluşturuyor olabilir. Bunlar aslında geçmiş tecrübeyle bağlantılı duyguların tetiklenmesidir.

Rahatsızlık verici olaylar beyinde izole olmuş bir anı ağında depolanabilir. Bu durum kişinin psikolojik olarak sağlıklı olmasını engeller. Eski malzeme defalarca tetiklenir durur. Bu durumu çözmek için ihtiyacınız olan bilgi beynin başka bir yerinde, başka bir ağdır.

Balıkçıların hayatlarının yarısını karada geçirmesinin sebebi ağ temizlemesidir.
Nereye atılırsa atılsınlar, ağ gözlerini tıkayan her türlü atık, döküntü ve balçık toplanır ve deniz yosunları ağ iplerinin her yanına dolanır. Bunlar zamanla ağı aşındırarak delikler ve sızıntıya neden olan açıklıkları oluşturur. Müdahale edilmediği takdirde, çok geçmeden tüm ağ kullanılmaz hale gelir.

Beyin de akson ve sinapslardan oluşmuş bir ağdır ve düşünce okyanusuna atıldıkça ne yazık ki hasar ve aşınmaya maruz kalır. 

EMDR “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlenme”ye başlandığında  bu iki ağ birbirine bağlanıp, yeni bilgi zihne girip eski sorunlar çözülebilmektedir.

Uzman Sosyolog Terapist
Kürşat Şahin YILDIRIMER
0532 603 30 06

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilinç Öncesi ve Bilinç Dışı Nedir

Davranış Kalıpları

Evlilikte cinsel yaşantımızı gölgeleyen sorunlar