Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sembolik Hayal Gücü

Resim
Toplumumuzun hayal gücüne karşı kolektif bir önyargısı vardır. Bu, insanların söyledikleri şeylere yansımaktadır: ‘’Sadece hayalini kuruyorsun,’’ veya ‘’Burada gerçek hiçbir şey yok. Sadece kuruyorum.’’ Sembolik olanın kurgusal olduğu ile ilgili genel kanı yüzünden birçok insan otomatik olarak içsel deneyimleri kovar. Onlar, ‘’Sadece kendi kendime konuşuyorum,’’ veya ‘’Sadece kuruyorum; anlamsız bir şey,’’ diye düşünürler. Aslında kimse hayal gücü içinde bir şeyi kurmaz. Ortaya çıkan imgeler bilinçdışından gelmektedir. Muhakkak içsel deneyim semboliktir fakat bu semboller vasıtasıyla kendimizin daha derin ve daha büyük yönlerine ulaşırız.  Doğru bir şekilde anlaşıldığında, sembolik aktiviteler ruhsal enerjileri bilinçli aklın kavrayabileceği imgelere dönüşürler. Aktif hayal gücü malzemeyi bilinçli farkındalıktan çıkardığı için, gerçekleştirilmemiş perspektifler sağlar. Deneyimler, dış olaylarla uyumlu olmasa da her zaman gerçektir. Rüya veya pasif fantezilerden far...

KARŞINIZDAKİ İNSANI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAYIN

Resim
Bir insanı değiştirmeye çalışmak ilişkide yapılan en büyük hatalardan biridir. Siz veya partneriniz; birbirinizi, isteseniz de değiştiremezsiniz. Eğer ki değiştirmek istediğiniz huyları varsa mutsuz bir ilişkinin içindesiniz demektir. Bir zamanlar aşık olup birlikte olmak istediğiniz insanı neden değiştirmek istiyorsunuz?   Çünkü bir insanı değiştirmek pek de mümkün değildir.  İLİŞKİNİN İLK ZAMANLARDAKİ GİBİ OLMASINI BEKLEMEYİN İlişkiye ilk başladığınız zamanlar; çok heyecanlı, birbirini etkilemeye yönelik her şeyin göze alındığı en güzel dönemdir. Ancak sonsuza kadar her şey böyle gitmez.  Zamanla ilişkiniz boyut değiştirir ve eski heyecanları özler hale gelirsiniz. Partnerinizden ilk zamanlardaki gibi olmasını beklemeye başladığınız an, mutsuz bir ilişkinin temellerini atıyorsunuz demektir. Sizin daha fazla ilgi ihtiyacınız, karşı tarafı da strese sokabilir. SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN ÇABA HARCIYOR MUSUNUZ? Bir ilişkide sorunların olması çok doğal. ...

Kadının Çekicilik Kalıplarının Değişmesi

Resim
Her kadın, menstrüal döngülerinin erotizmini derinden etkileyebileceğini bilir.  İspanyol araştırmacılar, kadınların yumurtlama civarında cinsel arzu ve çekicilik duygularının yükseldiğini teyit ederken; başkaları da kadınların yumurtlama sırasında klasik erkeksi yüzleri daha çekici bulduklarını, üreme dönemlerinin dışında ise daha yumuşak hatlı adamları tercih ettiklerini bildiriyor. Doğum kontrol hapları menstrüal döngüyü etkileyebildiğinden, kadının çekicilik kalıplarını da değiştirebilmeleri şaşırtıcı değil. İskoç araştırmacı Tony Little, kadınların erkekler hakkında, potansiyel koca adaylığına dair değerlendirmelerinin hap kullanma durumuna göre değiştiğini bulmuş.  Little, bu bulgunun çok önemli toplumsal sonuçlar doğurabileceğini düşünüyor.. ‘’Kadın hap kullanırken partnerini seçiyor, sonra çocuk yapma zamanı gelince hormonlarının belirlediği tercihleri değişmiş oluyor ve belki de yanlış adamı seçtiğinin bile farkına varabiliyor.’’ Little’ın kay...

Yaşamın Anlamı

Resim
Yaşamın anlamı her insanın en azından bir döneminde kendine sorduğu bir sorudur… Bu sorunun cevabının çok farklı biçimlerde kişilere göre değişkenlik gösterdiğini farkediyoruz. Kendi içimizdeki anlam arayışı yaşam boyu sürüp gidiyor. Nedir bu hepimizin kendine sorduğu sorunun cevabı? Yaşamımızın bizim için anlamı nedir, ne olmalıdır? Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine bir göz atalım. Dünyaya geldiğimizden itibaren, yaşamda kalabilme çabamız birtakım ihtiyaçları da beraberinde getiriyor. Tecrübe kazandıkça, gelişip öğrendikçe temel ihtiyaçlardan daha üst seviyede ihtiyaçlara yönelmeye başlıyoruz. En altta fiziksel ihtiyaçlar; İkinci sırada güvenlik ihtiyacı ( fiziksel ihtiyacını karşılayan kişi, sonrasında geleceğini güvene alma ihtiyacı duyuyor, iş bulmak, sağlık sigortası yapmak, ev almak gibi...) Üçüncü sırada sevgi ihtiyacı; (büyümek gelişmek, yeni adımlar atabilmek, motive olabilmek sevginin desteğini gerektirir. Bebek annesinden, yetişkin eşinden, yakın ai...

Duygu Durum Bozukluğu Yaşantısı

Resim
İlaç almak istemeyen ya da kişisel sorunları psikoterapiye daha iyi yanıt verecek kişiler için psikoterapi tek seçenektir. Depresyonun psikoterapisinde kişiye, olumsuz bilişsel tepkileri tanıması ve bunları yeniden ele alıp olumlu hâle getirmesi için yardım edilir. Psikodinamik psikoterapide ise önceki yaşantıların nasıl olup da depresyona yol açtığını ve bunun izlerini anlaması için kişiye yardım edilir. İlaç kullanmayı seçen insanların çoğu aynı zamanda psikoterapiden de yarar sağlamaktadır.  Sağlık ekonomisi düzenleyici sistemin öğrettiği/dayattığı talihsiz bir eğilim vardır; psikoterapiyi azımsamak ve yerine sadece ilaçları koymak! Bu nedenle depresyonu olanlar, çabucak tanı koymak adına, çoğu kez kısaca değerlendirilir ve hemen ardından antidepresif bir ilaç verilir. Oysa duygudurum bozukluğu yaşantısı insanın kendilik değerini ve özgüvenini silip süpüren bir özellik taşır.  Depresyon geçiren insanın, onu dinleyecek kulağa, yardım önerilerine çok gere...

Genelleme Takıntısı

Resim
Meşhur bir hikâye vardır.. Oğluyla birlikte yaşayan Kızıldereli adamın çok kıymetli bir atı var. Bir gün bu at çiftlikten kaçıyor. Tabii komşuları gelip ‘’Tek varlığınız o attı, çok kıymetliydi, o da gitti...’’ diye ah vah ediyorlar. Adam diyor ki:  ‘’Bir dakika, şu anda tek bildiğimiz atın kaçması. Niye üzülüyorsunuz?’’ İki gün sonra o at, yanında hepsi de birbirinden güzel beş kısrakla geri dönüyor.  Komşular bu sefer: ‘’Haklıymışsınız, at kaçıp beş kısrakla geri döndü, ne güzel oldu!’’ Derken, bilge yerli: ‘’Bir dakika, sadece beş kısrak daha geldi. Bunun iyi mi kötü mü olduğunu bilemeyiz. Acele ediyorsunuz.’’diye onları uyarıyor. Sonra adamın oğlu, o yabani kısrakları eğitirken düşüp bacağını kırıyor. Komşular bu kez de ‘’Eyvah! Tek yardımcın olan oğlan bacağını kırdı. Bu çok kötü oldu!’’diyorlar. Adam da ‘’Şu anda olan tek şey, oğlumun bacağını kırmış olması. İyi veya kötü mü, onu bilmiyoruz.’’diyor. Derken o ülkede bir savaş çıkıyor, eli ayağı tu...