Çocukluk Geçmişinden Koruduğumuzu Sandığımız Duvarın Arkasında Her Daim İhmal Edilmiş Çocuk Bulursunuz
Çocukluk hakkındaki gerçekler, birçoğumuzun başına gelen ve hiç de ender görülmeyen, katlanmak zorunda kaldığımız, anlaşılması güç, iğrenç, acı dolu, çok çirkin olaylardır ve daima bastırılmıştır. Bu gerçekten hemen öğrenilmesi ve bu bilgilerin bütünleştirilmesi, çok özlemle arzu etsek de, ne yazık ki, tek kelimeyle imkânsızdır.
İnsan organizmasının acılara katlanma yeteneği, kendini korumakla sınırlıdır. Bu sınırları hiçe saymak ve bu bastırılmaları şiddetle ortadan kaldırma çabaları, sadece olumsuz ve genellikle de şiddetin her türlüsü gibi, tehlikeli sonuçlar verir.
Her türlü kötü muamele gibi travmatik yaşantıların sonuçları da, sadece yaşantının bütün travmatik yönlerini açıkça ortaya koyan, koruyucu tedavide yaşatılabilir, dile getirilebilir ve yargılanabilirse çözümlenebilir.
Son yıllarda, çocuklukta yaşanan travmatik olayların sonuçlarını, zor kullanarak ortadan kaldırmak gibi tehlikeli denemeler yapılmaktaydı. Bütün denemeler başarısız olmuştur ve başarılı olması da mümkün değildir.
LSD, Hipnoz ve izole doğum yaşantıları gibi tedaviler, sadece kişisel gerçekliğin bütünleştirilememesine değil, ideolojik yaklaşım, bağımlılık ve inkâr etme gibi yeni karşı savunma mekanizmalarıyla, mağdurların daha güçlü ve daha sık olarak bu gerçeklerden kaçmasına yol açmaktadır.
Bazen meraktan bazen de sıkıntıdan, insan psikolojisini alt üst eden uyuşturucuları deneyen birçok genç, hayli korkunç, aynı zamanda cesaret kırıcı ve yanıltıcı olan, daha sonra da bunları ortadan kaldırmak için çok ciddi ve yanlış yapılandırılmış tedavinin yolunu açan deneyim yaşamıştır.
Bu gençler kendilerini belirli durumlarda birden bire hazırlıksız bir vaziyette, henüz gerçeklikle tanışmadıkları sembolik dönemdeki çocukluklarının griliğine savunmasız olarak gönderilmiş bulmakta ve daha sonra kesinlikle bu tür bir deneyimle karşı karşıya kalmak istememişlerdir.
Esasen haklılarda… Ama onlar, kendilerine tedavi olarak satılmış olanla, yaşadıklarının, aslında tedavinin tam tersi olduğunu; çocukluğun şaşkınlığını sembolik içerikler yardımıyla betonlaştıran travma olduğunu; geride, çocukluklarının sertleşmiş, zor çözülebilen bir sürümünü bıraktıklarını bilemezler.
Bu tür deneyimlerin sonuçları çok üzücüdür, çünkü kurbanlar, gerçeklikten ziyade bağımlılık yalanına, ilaçlara ya da yanlış teorilere güvenmektedir. Onlar, tamamen yavaş ilerleyen süreçte, gerçeğe katlanabileceklerini ve bunun onlara sadece sürekli olduğu sürece yardımcı olabileceğinin farkında değillerdir.
Biz, bu bilgilerle nasıl yaşayabileceğimizi hiç öğrenmediğimiz için, kendimizi, bize acı veren gerçeklerden korumak için yüksek duvarlar inşa ederiz.
‘’Peki, neden?’’sorusu sorulabilir. ‘’Geçmiş, geçmişte kalmıştır. Niçin bunlarla uğraşalım ki?’’ Bu sorunun cevabı oldukça karmaşıktır.
Kendimizi bu çocukluk geçmişinden koruduğumuzu sandığımız duvarın arkasında, her daim ihmal edilmiş çocuk bulursunuz. Bu, terk edilmiş, ihanete uğramış çocuk, bizleriz. Bu çocuk bizim cesaretimizi toplayıp, ona kulak vermemizi bekliyor.
O, bizden onu korumamızı, anlamamızı; kendisini bir kenara itilmişliğinden, yalnızlığından ve dilsizliğinden kurtarmamızı bekliyor. Uzun süre bizden anlayış, dikkat ve şefkat bekleyen bu çocuğun ihtiyacı, sadece bunların yerine getirilmesine muhtaç olmasından ibaret değildir.
O, gerçekten yaşayabilmek için mutlaka ihtiyaç duyacağımız ve hiçbir yerden satın alamayacağımız, biz sadece içimizdeki çocuğun verebileceği bir hediyeyi de, elinde hazır tutmaktadır.
Bu, yıkıcı düşünceler hapishanesinden, yerleşik yalanlardan kurtuluş anlamına gelen bir gerçeklik hediyesidir; sonunda bize tekrar uyum sağlayabilmemizi bahşeden güvenlik hediyesi.
Bu çocuk bizden sadece, onun yardımıyla duvarları yıkabilmemiz için, ona yaklaşmayı hazır olmamızı bekler.
Çoğu insan bunu bilmez. Onlar, acı veren hastalık belirtilerinin ıstırabını çekerler; kendileri gibi gerekli bilgileri saklayan doktorlarda çare ararlar. Onların nasihatlerini dinlerler; üzerlerinde tamamen gereksiz, ağır ameliyatların yapılmasına izin verirler; ya da başka acılara katlanırlar.
Veya duvarın arkasında bekleyen çocuğu hatırlatabilecek olan rüyalarında, rahatsız edilmemek için uyku hapları tüketirler.
Ama o çocuk, kendisini susmaya mahkûm ettiğimiz sürece, yalnızca uykusuzluk, bedensel belirtiler ve depresyonla kendini ifade eder. Bu durumda, tabletler ve uyuşturucular da fayda vermez; onlar yetişkinin kafasını bulandırır.
Birçoğu bunu da bilmez; ama çoğu, uzun süredir bunu biliyor; maalesef elinden bir şey gelemiyor. Bazıları, çocukluk travmalarının bastırılması, hayatlarını zehir ettiğini hissediyor; onlar, bu bastırmanın çocuğun hayatta kalabilmesi için gerekli olduğunu biliyor, aksi halde bu küçük organizma acılardan ölebilirdi.
Kimileri, bu bastırmayı canlı tutmanın yetişkinlerde yıkıcı sonuçlar doğuracağını fark etmeye başlıyor. Onlar ise, başka çıkar yol bilmedikleri için, bununla yetinmek zorunda olduklarını düşünüyorlar. Onlar, yavaş işleyen bir süreçte, tamamen tehlikesiz bir biçimde, çocukluğun bastırılmışlığın üzerini açmanın ve gerçeğe katlanmayı öğrenmenin mümkün olduğunu bilmiyorlar.
Ne birden bire ne de şiddet içeren bir müdahale ile, aksine yavaş yavaş; geliştirilen savunma mekanizmalarını da dikkate alarak, küçük adımlarla.
Birey için geçerli olan tedavi, toplumsal bilincinin gelişmesi için de gereklidir.
Günümüzde koruyucu ruh sağlığı kavramı çok önem kazandı. Artık sorunlar ortaya çıkmadan ruh sağlığını koruma amaçlı pekçok çalışma mevcut.
Ortaya çıkan sorunların da çözümü mümkün mutlaka. Bu sorunların çözümünde yararlanılan teknikler içinde logo terapi VE emdr yaklaşımı çok önemli bir yere sahip.
LOGO TERAPİ VE EMDR YAKLAŞIMI NE DEMEKTİR ?
Çocukluk çağı yaşantılarımız, öğrenme yoluyla bazı temel düşünce, ve inançlara sebep olur. Bunlara “ şema “ denilmektedir.
Bu şemalar katı düşünce kalıplarıdır ve kişilerin kendileri ve çevresine ait algılarını şekillendirmektedir.
Logo Terapi uyumlu olmayan davranışlar üzerine odaklanır.
Logo Terapide, bireye tedavinin mantığı aktarılıp, stres yaratan durumlarla karşılaştığında, kaygıyla başa çıkmak konusunda kullanacağı teknikler öğretilir.
Tedavide kişi ile terapist o kişiye ait sorunları belirlemek için, iyi yaşam koşullarını amaçlayan bir ekip çalışması yaparak düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki bağlantılar konusuna odaklanırlar. Bu yaklaşım "şimdi ve burada" üzerine, yani o anda güncel olarak kişide kaygı, bunaltı yaratan sorunlar üzerine odaklanır.
Beyin de akson ve sinapslardan oluşmuş bir ağdır ve düşünce okyanusuna atıldıkça ne yazık ki hasar ve aşınmaya maruz kalır.
Emdr’ki amaç; Rahatsızlık verici olaylar kişinin beyinde izole olmuş bir anı ağında depolanabilir. Bu durum kişinin psikolojik olarak sağlıklı olmasını engeller. Eski malzeme defalarca tetiklenir durur. Bu durumu çözmek için ihtiyacınız olan bilgi beynin başka bir yerinde, başka bir ağdır.
EMDR “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlenme”ye başlandığında bu iki ağ birbirine bağlanıp, yeni bilgi zihne girip eski sorunlar çözülebilmektedir.
Bu yaklaşımlarla tedavi süresi genellikle kısadır. Hedefe yöneliktir.
Kişi potansiyelini kullanarak, yanlış düşünce ve algılarını farkeder, sorununu, gerçek olan durumlarla kendi içinde tartışır.
Ev ödevlerinden yararlanılır. Seansta bunların değerlendirmesi yapılır.
Hangi sorunlar için etkili bir yöntemdir ?
Logo Terapi ve Emdr, dünyada çok sayıda psikolojik sorunda uygulanmaktadır.
Panik atak, korkular, kaygılar ( sınav, sosyal kaygı, performans kaygısı ), eş ilişki problemleri, takıntılı davranış ya da düşünceler, uyku ve yeme bozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler, çalışma alanlarıdır.
Genellikle 2-3 seanstan sonra amaçlanan hedeflere ne kadar sürede ulaşılabileceği ile ilgili terapistin bir öngörüsü oluşabilir.
Bazen 5-10 seansta sorunlar çözülürken, kişilik bozukluğu gibi geniş çalışma yapılması gereken vakalarda bu çalışma uzayabilir.
Bu yöntem neden tercih edilmelidir?
• Kanıtlanabilir, nesnel verilerle çalışır.
• Uygulamada teknik zenginliği sözkonusudur.
• Sadece güncel sorunlara değil, geçmiş yaşantı sorunlarına da odaklanır.
• Pratik, daha kolay sonuç alınabilmektedir.
• İlk yaşantılarımızdan kaynaklı çarpıtmaları saptayarak yerine işlevsel olan düşünce ve davranışları getirmeyi hedefler.
• Gelişime ve yeniliğe açık bir yapısı vardır.
Logo Terapi ve Emdr’nin asıl işlevi, insanın hayatına anlam kazandırabileceği amaç ve hedefler bulmasını sağlamak olup; içimizdeki çocukla mutlak gerekli bağlantıyı kuruyor.
Her eylemin ardında yalnızca bir güdünün ya da birlikte bir çok güdünün rol oynadığını dikkate aldığımızda Logoterapi ve Emdr’nin, güçlü bir motivasyon değerine sahip olduğu ortaya çıkmakta.
Uzman Sosyolog Terapist
Kürşat Şahin YILDIRIMER
0532 603 30 06
Kaynakça: MILLER
Yorumlar
Yorum Gönder