Evlilikte Madalyonun Diğer Yüzü
Evlilikte Madalyonun Diğer Yüzü
Yaşantılarımızda her birimiz herhangi bir şeye diğerlerinden daha fazla önem verip öncelik tanıyabiliriz. Hepimizin kendimize göre, doğuştan bu yana gelen belirli duygusal ihtiyaçları vardır.
Bir evliliğin sürüp gitmesi eşlerin ihtiyaçlarının ille de karşılandığı anlamına gelmez. İki kişi yıllar yılı bir arada yaşadıkları halde yalnızlık çekiyor olabilirler. Evliliklerin sürüp gitmesi için görünürde çeşitli sebepler vardır. Kimi, ''ekonomik zorunluluk'' yüzünden, kimileri, ''toplumsal baskılar'' yüzünden, kimileri, ''çocuklar'' yüzünden sürer.
Eşleri bir arada tutan ''olumsuz'' diyebileceğimiz bağlar da vardır.
Genç bir kadın olan Ayşe, terapide evliliğini sürdürmesinin nedenini şöyle açıklıyor:
''Galiba birbirimizle geçinemediğimiz için ayrılmıyoruz. Garip bir açıklama değil mi? Ama gene de doğru. Birbirimizden hoşlanıyoruz. Gerçekten hoşlanıyoruz, ne var ki birbirimizle anlaşamıyoruz. Olabilir mi böyle şey? diye düşünüyor insan. Sanırım hıncımızı birbirimizden alıp rahatladığımız için seviyoruz birbirimizi.''
Devam eden terapiler sonunda Ayşe ile kocası Berk'in sorunlarının yetişme tarzlarından kaynaklandığı çıktı.
Ayşe'nin bir ağabeyi vardı ve Ayşe'ye göre, ''Dünya onun üstünde durur. Güneş ve Ay onun çevresinde dönerdi.'' Ayşe de ağabeyi gibi kusursuz olabilmeye can atıyordu. Kocası, Berk'in de, herkesin gözbebeği olan ''bir küçük kız'' kardeşi vardı.
Birbirleriyle evlenince, baba evinden taşıyıp getirdikleri hıncı alabilecek birini bulmuş gibi oldular. Evlilik ikisine de çocukluktan kalma hınçlarını başka birinden çıkarmak için fırsat vermişti. Çatışıp didişmekten aldıkları bu karşılıklı zevk, onlarda ters yönden de olsa, bir beraberlik duyusu yaratıyordu.
Evlilikleri sürüyordu. Ne var ki madalyonun öbür yüzü onların beraberliğine gölge düşürecek nitelikteydi. Bunun seks yaşantılarına nasıl yansıdığı ve Ayşe' şöyle anlatıyor:
''Ona öyle kızıyorum ki yatağa girdiğimizde çok zaman, olmaz, diyorum. Seviştiğimiz zaman da kavga eden iki yırtıcı hayvana benziyoruz. Bu korkutuyor beni... Bilmem ki, acaba hiç orgazm olamayışımın bir nedeni bu olabilir mi?''
Küçüklüğümüzde bizi yönlendiren bütün duygular gibi kardeşlerimize karşı beslediğimiz duygular da yetişkinlikteki eğilimlerimize renk verir. Ana babamıza beslediğimiz duyguların kalıcı etkisi ise bundan çok daha önemlidir.
Kişi 'insan olduğunu'' ne kadar rahatlıkla itiraf ederse, cinselliğin evlilik denen çok yönlü bir bütünün parçası, kıl payı dengelenmiş, çok hassas bir parçası olduğunu da o kadar daha iyi kavrar.
Günümüzde koruyucu ruh sağlığı kavramı çok önem kazandı. Artık sorunlar ortaya çıkmadan ruh sağlığını koruma amaçlı pekçok çalışma mevcut.
Ortaya çıkan sorunların da çözümü mümkün mutlaka.
Sevgiyle Kalın
Dr.Psikolog-Refleksolog
Kürşat Şahin YILDIRIMER
+905326033006
Yorumlar
Yorum Gönder